Fitness Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

Fitness Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

Herkesin bildiği ancak bir türlü uygulayamadığı,herkesin yapmak istediği ancak bir çoğunun üşengeçliğinden yapamadığı geniş bir kavramdır spor.Son yıllarda gittikçe popülerleşen “Fitness” kavramı da sporla birlikte ortaya çıktı diyebiliriz. Herkeste kulak aşinalığı yaratmaya da başladı üstelik…Hayali kurulan fit vücutlar,havalı pozlara şıklık katan kas görünümleri ve daha nicesi… Fitness yardımı ile fit vücutlar hayal olmaktan çıkabilir.Günümüzde Fitness birçok spor bağımlısını peşinde sürükleyen, kaliteli, uzun ve zayıf bir yaşam vaat eden bir sektör.

Peki Fitness nedir?

Tarihte ilk defa 1859’da “Türlerin Kökeni” teorisiyle Darwin tarafından “bir organizmanın çevre şartlarına uygunluk derecesi, nesli sürdürebilmesi” olarak ifade edilmiş. Yani sanılanın aksine büyük kaslar, atletik beceri ya da düşük yağ oranı değil; ısı tutabilme, susuz idare edebilme, karanlıkta görebilme gibi hayati faktörlerden bahsediliyor…

Ancak günümüzde bu kavram da bir çok kavram gibi asıl anlamını yitirdi. Fitness günümüzde “sağlıklı ve formda olmak” demektir. Sağlıklı ve formda olmak için yapılan egzersizler de bu isimle anılır. Fitness hareketleri vücudu tepeden tırnağa çalıştırmak için yapılır ve düzenli devam edildiğinde kemik ve kas sistemini güçlendirir.

Kelimenin sözlük anlamını da kısaca inceledikten sonra Fitness Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlara bakabiliriz artık…

Yağlar kasa dönüştürülebilir.

Ne egzersiz yaparak yağları kasa dönüştürebilirsiniz ne de spor bırakıldığında çalışmayan kaslar yağa dönüşür. Kas ve yağ dokuları ayrı türdedir ve birbirlerine dönüşemezler.Yağların yakımı mümkündür ancak dönüştürmek diye bir şey mümkün değildir… ( ne yazık ki 🙁     )

Çok tekrar yağ yakar, az tekrar şişirir.

Yaptığınız tekrarın, vücudunuzun yağ yakma potansiyeline herhangi bir etkisi yok. Tekrar sayılarınız sadece dayanıklılık gelişiminizi etkiler. Ayrıca ağırlık katsayısını artırıp az tekrarla işe koyulmanın şişmeye neden olduğu inancı da tamamen palavra. İdman sonrası yaşadığınız o dolgunluk hissine sebebiyet veren durumu şöyle özetleyebiliriz; ağırlık yüklemesi başlayınca kan, ihtiyaç olan kasa pompalanmaya başlıyor. Yalancı hipertrofi de denilen bu şişkinlik hissi kas içerisinde geçici olarak kan ve sıvı toplanmasından başka bir şey değil. Zaten birkaç saat içerisinde kendiliğin

den azaldığını göreceksiniz.

Koşu bandı ve doğal zeminde koşmak arasında fark yoktur.

En başta nefes alış verişinizde ortamdaki oksijen ve karbondioksit dengesi iki durumda oldukça farklı.Nefes alış-verişl

er egzersiz esnasında oldukça önemli yer kaplar.

Doğada koştuğumuzda zemindeki ufak yükseltiler, çukurlar gövdenin her yerindeki irili ufaklı kasları uyararak her adımda farklı kasılmalar sağlar. Ancak sürekli aynı düzlükte ve yön değiştirmeyen bir zemindeyken özellikle bacaklarımızın arkasındaki kaslar tembelleşir.

Belli bir egzersiz her seferinde aynı kasları çalıştırır.

Sporcuların en çok yanıldıkları kısımlardan biriside bu olabilir.Egzersizi kişinin idmanın sonunda, ortasında ya da başında yapıyor olması, o egzersizin kaslara tamamen farklı bir egzersizmiş gibi etki etmesine neden olur. Yorgunluk ve yük derecesi de farklı kasları farklı oranda etkiler.

Kaslar şekillendirilebilir.

Vücudumuzun geleceğine kendimiz etki ederiz tabi ancak unutmamamız gereken bir nokta var. DNA. Genlerimiz vücudumuzun gelişiminde önemli bir etkendir.

Egzersizlerle kasları yuvarlaklaştırmak, kareleştirmek, ayırmak, arasını doldurmak mümkün değildir. Pilates gibi disiplinlerin uzun ve zarif kas gelişimi sağladığı, ağırlık çalışmalarının kaba bir görünüme neden olduğu da yanlıştır. Kaslarınızı büyütebilir ya da küçülmesine neden olabilirsiniz. Fakat hangi şekli alacaklarını genetiğiniz belirler.

Antrenmanların uzunluğu ne uzarsa verim de o kadar fazla olur.

Egzersiz bir tür stres faktörüdür. Her spor yaptığımızda vücutta fizyolojik bir stres oluşuyor ve bu esnada kemik basınçları, eklem zorlamaları, tendon gerilmeleri, kas demetleri üzerinde mikron seviyede yırtılmalar ve daha birçok benzeri biyolojik ve metabolik yıkımlar meydana geliyor. Bir diğer husus idmanın; çalışma ve dinlenme ikilisinden bir araya geldiği. Yani vücudun alacağı asıl gelişme sadece spor esnasında değil, yapılan her aktivite sonrası vücuda tanınan dinlenme esnasında oluyor.

Spordan sonra kaslarımız ağrımıyorsa gelişme olmamıştır.

Ağrılar çalışmanın etkili olup olmadığının bir tespiti değildir. Kuvvet gelişimi ve kas büyümesine de işaret etmez. Vücut harekete aşinaysa acı çekmeyebilir ancak egzersizin faydasını görür.

Göbek ve kalça inceltmek için mekik çekip basenlere yönelik egzersizler yapılmalıdır.

Vücuttaki herhangi bir kası geliştirmek istiyorsanız o bölgedeki kasları çalıştıran egzersizler yaparsınız. Ancak bölge bazlı yapılan egzersizler maalesef o bölgedeki yağları eritemez.

Sporu bırakınca kaslar sarkar.

Sarkmaz. Sarkma görüntüsü kası saran cildimize has bir olaydır. Özellikle yaşlanmayla ilgili değişimler bundan sorumludur.Kas sarkmaları kimyasal spor malzemeleri kullanımının doktor kontrolü dışında yapılması sonucu oluşabilir.

 

 

 

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.